Yazar

Av. Aycan BÜLBÜL

Tarih

29 Ocak 2021

Görüntülenme

Paylaş

Yargıtay Kararları Çerçevesinde Ticareti Terk Suçu

2004 Sayılı İcra İflas Kanunu madde 44  göre, ticareti terk eden tacir, 15 gün içerisinde durumu kayıtlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğüne bildirmekle mükelleftir. Bildirimi yapan tacir aynı zamanda aktif ve pasif mal varlığı ile alacaklılarının isim ve adreslerini de gösterir mal beyanında bulunmalıdır.

“ Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013 / 7473 E. 2013/7487 K. … Ticaret şirket yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret sicili müdürlüğüne bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifiyle alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesi gerekmekte olup, somut olayda Afyonkarahisar/Kocatepe Vergi Dairesi Müdürlüğünün 18/09/2009 tarih ve 14682 sayılı yazısıyla borçlu şirketin 16.09.2006 tarihi itibarı ile re'sen terk ettirildiğinin bildirilmesi, 06.02.2006 tarihinde borçlu şirketin kayıtlı adresinde yapılan haciz işlemi esnasında adresin yaklaşık 2 ay kadar önce boşaltıldığının tespit edilmesi, sanığa ait 15.02.2012 havale tarihli dilekçede borçlu şirketin ticareti terk ettiğinin bildirilmiş olmasıyla birlikte Afyonkarahisar Ticaret Sicil Müdürlüğünün 14.04.2009 tarih ve 913 sayılı yazısıyla anılan şirketin sicil kaydının açık olduğunun belirtilmiş olmasına göre suçun oluştuğunun kabulünün gerekmesi nedeniyle, yetkilisi sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 28.06.2013 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.”

Ticareti bırakmasına rağmen kanunda belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen tacir ticareti usulsüz terk suçunu işlemiş olur ve İcra ve İflas Kanunu m.337/a uyarınca cezalandırılır.

“ Madde 337/a – (Ek: 18/2/1965-538/133 md.; Değişik: 31/5/2005-5358/8 md.) 44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Suçun unsurlarını incelemeye başlamadan önce bu suçta sanığın kim olacağını netleştirmemiz gerekmektedir. Her şeyden önce, kanunun öngördüğü bildirimlerde bulunmakla mükellef olan kişinin tacir sıfatını taşıması gerekmektedir. Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. ( TTK m.14/1 ) Ticareti terk etmek dediğimizde tacirin ticari işletmeyi kendi adına işletmekten vazgeçmesi veya ticari işletmeyi kapatması anlaşılır, kısmen dahi olsa bir ticari işletmeyi kendi adına işletmekten vazgeçen kimse ticareti terk etmiş sayılır. Kanunda yer alan bu hüküm sadece tacir borçlular hakkında uygulanacağından açılacak ceza davalarında sanığın tacir olup olmadığı, ticaret siciline kayıtlı olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.

Ticareti terk suçunu gerçek kişi tacirler işleyebileceği gibi limited şirket müdürü veya anonim şirket yetkilisi de ticareti terk suçunun faili olabilir.

                Yargıtay 19. H.D. 2018/ 5097 E. 2019 / 80 K. 14.01.2019 tarihli kararında  “…Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih, 2011/505, 509, 513 E, 21/02/2012 tarih, 2011/506, 510, 511, 621 E. sayılı kararlarında açıklandığı üzere “tacir sayılan limited şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, sorumlu oldukları şirketlerin ticareti terk etmeleri halinde: İcra İflas Kanunu'nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisnaya yer verilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Kanun'un 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına bir engel bulunmadığı” yönündeki ulaşılan sonucun zaman içerisinde yerleşik uygulamaya dönüş olması, ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK’nun 44. maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, keyfiyet Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazetede ve alacaklarının bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilan masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı olarak İİK’nun 337/a maddesinde düzenlenen takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun;
unsurlarının gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması ve somut olayımızda bu eylemden dolayı şikayetçinin zarar gördüğünün dosya içeriğinden anlaşılması karşısında; öncelikle borçlu şirketin kayıtlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden şikayet tarihi itibariyle en son verilen beyanname örnekleri getirtilerek incelenip, delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle İİK'nun 337/a maddesine aykırılık suçunun oluşup oluşmadığına karar verilmesi gerekirken, eksik kovuşturma ile yetinilerek yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi.. “

Ticareti terk suçunun unsurlarını ele aldığımızda ;

  • Tacir, 15 gün içerisinde kayıtlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğüne gerekli bildirimleri yapmakla yükümlüdür. Ticareti terk eden borçlu bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adresini gösteren mal beyanını bağlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğüne bildirmeli,
  • Mal beyanında bulunmuş olsa bile mevcudunu eksik göstermiş olmalı,
  • Aktifinde yer alan bir malı veya onun yerine kaim olan değeri haciz veya iflas sırasında göstermemiş olmalı,
  • Mal beyanı tarihinden itibaren 2 ay içinde bu mallar üzerinden tasarrufta bulunmuş olmalıdır.
  • Alacaklı borçlunun İcra ve İflas Kanunu m.44 e aykırı davranışından dolayı zarara uğramış olmalıdır.

Ticari işletmenin başka bir yere taşınması halinde işyerinin taşınması ticareti terk suçunu oluşturmuş. Aynı zamanda tacirin birden fazla işletmesinin bulunması halinde işletmelerinden bazılarını terk etmiş olması suçun oluşumu için tek başına yeterli olmayacaktır. Ticareti terk suçunun oluşabilmesi için ticaret hayatına son veren tacirin İİK madde 44 teki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması gerekmektedir.

İspat yükü ile ilgili olarak kanunumuz bir düzenleme getirmiş ve buna göre İcra ve İflas kanunu 337/a 2. fıkrası borçluya cezadan kurtuluş imkanı tanımıştır. İlgili maddeye göre fiilin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini kanıtladığı takdirde borçluya ceza verilmeyecektir. Hükümden anlaşıldığı üzere ispat yükü borçluya aittir. Borçlu alacaklının alacağını tahsilde güçlük yaşamadığını, mal varlığının borcunu karşılamaya yeter derecede olduğunu kanıtladığı takdirde cezadan kurtulabilmektedir.

Ticareti terk suçlarında görevli mahkeme İcra Ceza Mahkemeleri olup; yetkili mahkeme ise icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir. Alacaklının yetkili İcra Ceza Mahkemesine vereceği şikayet dilekçesi üzerine dava açılarak yargılama yapılır.  Bu şikayet ile ilgili dava zamanaşımı süresi ise fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıldır.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/2147 E. 2019/6578 K. 16.04.2019 tarihli kararında Sanığın üzerine atılı “Ticareti Usulüne Aykırı Terk Etme” suçunun takibinin şikayete bağlı suçlardan olup borçlu şirkete ödeme emrinin 06.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçinin ise 15.09.2015 tarihinde şikayette bulunduğu dolayısıyla henüz takip kesinleşmeden şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında; atılı suçun yasal unsurları oluşmayacağından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine kararı verilmesi,Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA “

Yargıtay 16 HD 2010/8273 E. 2011/1116 K. 10/03/2011 tarihli kararında “…Sanığa isnat edilen suçun işlendiğinden 08/10/2008 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında haberdar olan müştekinin İİK 347. Maddesinde öngörülen üç aylık ve herhalde bir yıllık süreler geçtikten sonra 06/11/2009 tarihinde şikayette bulunulması sebebiyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA.. “

Cezanın düşmesi ve ceza gerektirmeyen haller olarak ; İcra ve İflas Kanunu 354.maddesi gereği Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle birlikte ceza düşer. Yine madde 354/3 gereği “ Nafaka alacaklarına ilişkin takipler hariç, alacak miktarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında kalan takiplerde bu Kanunda öngörülen disiplin ve tazyik hapsi uygulanmaz.”

Kanunun ticareti terk eden tacir için birtakım yükümlülükler getirmesi ve bu yükümlülüklere aykırılık teşkil eden eylemleri yaptırıma bağlaması, kötü niyetli borçluların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla hareket ederek ticari faaliyetlerini bitirmelerini ve mal varlıkları üzerinde tasarruflarda bulunmalarını engellemiş olacaktır.

                                                                                                                                                                                                              Av. Aycan BÜLBÜL